Ne başlık bulabiliyorum ne de yazacak bir şey.. Sadece eski yazdıklarıma bakıyorum, "Ne kadar da çabuk geçmiş zaman" diyorum.. Kalakalıyorum.. İçimde bir şeyler kıpırdanıyor. Sonra "Boş ver, içe atmaya devam" deyip kestirip atıyorum.
Zaman çok çabuk geçti ama.
Kırgınlıklar, nefretler, yaralar, üzüntüler.. Hasar bıraktı hepimizde. Tecrübeler çok ağırdı.
Ama zaten yaşamın kendisi bu değil miydi?
Hep en baştan başlamak. Hep daha iyisini yapmak. Yenerken de yenilirken de.
Bizi biz yapan öğelerdi bunlar.
Doğru yolu bulmak için yaptığımız seçimlerdi.
Şimdi gün geçtikçe duruluyoruz.
Enerjimiz azalıyor.
Üstüne "yaş" denen faktör geliyor.
ATP azlığı yaşıyoruz.
Ve de zaman sıkıntısı..
Her geçen gün, daha bir robotlaşıyoruz.
İçe dönemiyoruz.
Dışa dönük yaşamayı tercih ediyoruz.
Seçtiğimiz maskeleri takıp dolaşıyoruz.
Ama onları çıkardığımız gün, belki de idamımız olacak gün.
Sevemiyoruz çünkü kendimizi.
Halbuki her birimiz bir mucize değil miydik bu dünyaya gelen?
Zor zamanlar geçirdik.
Lütfen pes etme.
Güne gülerek başla.
Nefes aldığını hisset.
Hala var olduğunu.
Hayat aslında para pul maske değil.
Hayat aslında var olmak. Her şeyin farkında olmak. Bir yağmur damlasından tut da, uçan kuşa kadar farkında olmak.
Ben ve benim gibiler, sen ve senin gibiler; farklı olmaya geldik. Ama her geçen gün daha da zorlaşıyor bizim için.
Olsun.
Yenilsen de kazansan da üzülme. Hepsi geçici.
Kalbin kan pompalamayı bıraktığı an yoksun bu dünyada. Bu boyutta.
Kalbin çalıştığı için şükret, vücudunda akan kanı hisset.
Onca insan ölürken sen yatağında yatarken sıkıntı ya da huzurla, dökülen kanların bir önemi olsun.
Hayat zor.
Zorlaştırılmış daha doğrusu.
Ama güzelliğini kimse bozamaz. Senden başka.
Bozma.
Pes etme.
İnan; her şey güzel olacak.