6 Eylül 2013 Cuma

Keşke'ler..

bazen olmayan şeyleri oldurmak için delice inat ediyoruz. belki de son bir şans yakalamak için. hani dünyada her şey mümkün ya.. hani her şey olabilir ya.. bunu neden olmasın ki?
ama malesef öyle olmuyor.
ne kadar diretirsek diretelim olan tek şey sinir bozukluğu ve akıl sağlığı kaybı.

egomuza yeniliyoruz belki de. "nasıl yapamadım?", "nasıl yapamadık?", "nasıl olmaz ya?" soruları dönüp duruyor beynimizde. ama hiçbirimiz mesih değiliz ki her şey olsun istediğimiz gibi.
her olayın içerisinde farklı insanlar, farklı kişilikler var. farklı stratejiler, farklı duygular, mantıklar var. hepsinde izlenilen yol farklı olsa da, ulaşılan sonuç değişmiyor malesef: olmayan şeyi zorlamamak.



bazen çok üzülüyorum. çok üzülmek demesek bile içim gidiyor. bazı anlar aklıma geldikçe hafiften kalbim sızlıyor gibi. "daha iyi olabilirdi eğer daha iyi insanlar olsaydık.." diyorum. "eğer kıymet bilseydik.."
malesef kıymet bilemiyoruz. ölüm denen şey varken şu dünyada.. hepimiz bencillik ediyoruz. hepimiz istediğimiz olsun istiyoruz. ama farklı kafalardan farklı şeyler çıkıp kaos yaratıyor.
keşke insan ilişkilerinde biraz daha yapıcı olsak.
keşke başkalarının mutluluğuyla yetinebilsek.
keşke herkese yardım edebilsek..

bazen yaradılışımın bu dünyaya çok ters olduğu düşüncesine kapılıyorum.
belki zaman zaman ben de şikayet ettiğim gibi davranıyorum. ama gönlümden geçen hep insanları mutlu edip onların istediklerini yapmak. insanları mutlu görünce mutlu oluyorum.
ama işte bunun aslında çok değerli bir şey olduğunu anlamayan karşımdaki insanlar bazen daha da fazlasını ıstıyor empati kurmayı reddedip. işte o an kalakalıyorum. hemen uzaklaşmaya başlıyorum karşımdakinden..

halbuki karşılıklı olunca bazı şeyler, ortak bir alan yaratılmış oluyor o iki kişi için. biraz o katıyor biraz sen. mutluluklar bölünüp çoğalıyor. arkadaşlıklar asla bozulmuyor, eşler güçleniyor, aile bağları artıyor.. bunlar hep bir birinden bağımsız. ama hepsinde aynı şey geçerli esasında.


her şeyi zorlamamak gerek bazen. özellikle de sonu gözükmüş şeyleri.
çünkü zamanında bilinmeyen kıymetler, patlayan egolar, bencillikler hep sonları getiren. bunlar değişmedikçe, empatiler kurulmadıkça, başkalarının mutluluğuyla mutlu olunmadıkça asla istenilen şeylere ulaşılamaz. en önemlisi,
asla ve asla "bir bütün" olunamaz.


"Dünyayı, başkasının mutluluğuyla mutlu olmayı bilenler kurtaracak.."