17 Şubat 2015 Salı

Fanus (26)

Yılın ilk yazısını doğum günüme saklamışım meğer.

Evet. Bugün benim doğum günüm. 
Mutlu muyum? Değilim.

Hem şu aralar hepimizin bildiği, üzüldüğü olan olaylar yüzünden; hem de 26 yaşına giriyor olduğumdan..

26 yaşın nesi var ki? 
Hiçbir şeyi yok aslında. Normal bir yaş halbuki. Her sene birer birer daha artacak.
İşte sanırım sorun da burada..

Yaşlanmak istemiyorum.
Büyümek istemiyorum.

Hala kendimi çocuk gibi hissediyorum.
Hala sanki 20 yaşındayım..


Pek çoklarına göre iyi bir hayatım var aslında. Bugünlerde yaşanan olayları baz alırsak; hiç tecavüze uğramadım mesela. Ama bu uğramayacağım anlamına gelmiyor maalesef. İşte beni mutsuz eden de bu. 
Dünyanın çirkinleştiğini görüyorum büyüdükçe. O çocuksu pembeli bulutlu görme yetim yok artık. Daha gerçek, daha kara görüyorum hatta. 

Hiç sevemedim zaten şu dünya düzenini ve insanları. Her ne kadar istemsiz insancıl olsam da. Sanki her geçen gün daha kötüye gidiyor her şey. Ve ben sadece kendi hayatımı, kendi çevremi, işimi, kısacası "kendi dünyamı" düşünemiyorum. Hep tüm dünyayı da katıyorum. Sonra üzülüyorum. İnsanların çoğunun asla değişmeyeceğini biliyorum çünkü. Bu savaşların, uyuşturucu satışlarının, sömürgelerin, tecavüzlerin, dini kullanmalarının, diktatörlüklerin asla bitmeyeceğini biliyorum. Sanki nereye gitsem hep bunlarla karşılaşacakmışım gibi geliyor. O zaman neden yaşıyorum ki diyorum..

Halbuki; eve geldiğimde beni beklemiş ve özlemiş kedimin tatlı hallerini gördüğümde, annemle-babamla güzel güzel huzurlu vakit geçirdiğimde, çok sevdiğim dostlarım en zor zamanlarım da dahil yanımda olduğunda, sevgilime sarılıp huzurluca uyuduğumda, kardeşimle karnımıza kramplar girene kadar güldüğümüzde, laboratuvarda başarılı bir iş çıkarttığımda, en içten şekilde şarkı söylediğimde dünya benim için daha güzel bir yer oluveriyor bir anda. O küçük içinde yaşadığım fanus, sanki beni o büyük karmaşık akvaryumdan koruyor. Onun içinde kaybolup gitmemden koruyor.

"Belki de doğrusu budur?" diyorum kendime aylardır. Derdim kimseyi umursamamak değil. Ama tüm dünyanın sorunlarına üzülmek yerine, küçük fanusumda sevdiklerimle, anı kaçırmadan mutlu huzurlu yaşayabilirim. Hırslardan uzak, çok fazla beklenti olmadan, kimselerin yaptıklarıyla ilgilenip kendimi onlarla bir tutmadan..


Evet. Bugün benim doğum günüm. 
Anlatacak çok bir şeyim yok aslında. Tek dileğim güzel huzurlu bir yaşam geçirmek. Başarılı kariyer dolu bir yaşam değil. Sadece mutlu olacağım ve sevdiklerimi de mutlu edebileceğim bir yaşam istiyorum. Derdim o büyük akvaryuma atlamak değil. O yaşadığım küçük fanusumu güzelliklerle mutluluklarla doldurmak istiyorum. Doğum günümden 2 gün önce farkettiğim, artmış beyaz saç tellerime üzülmek istemiyorum. Onların nedenlerini unutmadan, onlardan ders çıkartarak gerçekten neler istediğimi fark edip o yolda ilerlemem beni mutluluğa götürecek; bunu da çok iyi biliyorum. 

Yakın çevremdeki insanların neler yaptığıyla artık ilgilenmiyorum. Neler yaptığım veya yapacağım, beni nelerin mutlu edeceği önemli olan. İnsanların beni o yarış içerisine çekmelerine artık izin vermeyeceğim. Ya da beni üzen şeylere/kimselere "hayır"larımı esirgemeyeceğim. 

Bunları buraya yazarken kendime söyleyip, bir yandan da beynime yazıyorum aslında. Yazıyorum ki, unutmayayım, mutsuz olmayayım, bazı şeylerin farkına varayım. Yeni yaşımda yeni güzellikler yaşayayım. Yeni bir ben yaratayım. Daha güçlü, daha emin, daha hevesli..


Velhasıl..
Evet. Bugün benim doğum günüm.