evet, senden yardım istemiştim. sanki böyle olacağını bilmiyormuşcasına..
içten birşeydi benim beklediğim; yalan değil.
içten birşeydi benim beklediğim; yalan değil.
gerek de yoktu zaten. neden olduğunu da hiç anlayamadım, tıpkı ben yaşananlara son verdiğimde takındığın tavır ve hareketler gibi. ne gerek vardı herşey güzellikle halledilebilirken.. biz koskoca insanlar olmusken? sanırım tam tersine daha da küçülmekteyiz..
hayır, kızgın değilim.
hayır, kızgın değilim.
olamıyorum, olmak için de çaba harcamıyorum. senelerin hatrını çoktan yedim bitirdim ben. bu içten gelen bir duygu. engellemiyorum kendimi. sadece, "ya eğer yanlış anlaşıldıysam?" diye endişeleniyorum.
değişmişsin gerçekten.
değişmişsin gerçekten.
kalp kırma işinde ustalaştığın bir gerçek. neyse ki alışkınım ben. koymadı o yüzden..
üzüldüğüm şey, yapmak isterken neden istemediğini yaptığın. buna anlam veremedim işte. en ufak bir şekilde sana zarar gelmeyecekti; buna en başta ben izin vermezdim.
gel-gitler içinde değilken sen, bir daha arkana bakmamak üzere gittin. ben ise olgunlaşmanı, uzun süren git'lerinin bitmesini ve hayatın bana oynayacağı oyunları bekliyorum. bu sefer eski duygu'lardan uzak, kin tutmadan.. çünkü ben kaderimi böyle çizdim. istediğin kadar yıl geçsin, inan sorun değil,ama ben bu yoldan geçeceğim. bu sefer kıyılara vuran dalgalar olacak ben seninle konuşurken günbatımında. hayatı tartacağım belki de senin hiç sahip olamadığın o terazide. çiçek kokusu istemiyorum. yosun kokusu iyidir geçmişi gömmek için. ama kumlara değil. yüreğimin taa derinliklerine..
beyaz sayfamdaki mürekkep lekesinin silinmeyeceğini öğrendim ben.
beyaz sayfamdaki mürekkep lekesinin silinmeyeceğini öğrendim ben.
ama biliyorum şöyle bir denizde gezdirsem,lekenin gideceğini.
bunun güçsüzlükle alakası yok. bilirsin en ücra köşelere saklanabilirken ya da yırtılıp yakılıp çöplere atılabilirken,onu kucaklayan ve kurtaran denize emanet ederiz geçmişimizi. denizin üstündeyken, uzaklara bakarken anlarsın asla hiçbir şeyin geri gelmeyeceğini ve her şeyin mevsimler gibi değiştiğini. günü yakalama çabasında da olsan vardır hep bir geçmiş aklının bir yerinde.
korkma.
dedim ya kızgın değilim diye. üzülme de. biten her ne olursa olsun, güzel bitmeli. senelerin hatrı için değil, kendime ve yaşadıklarıma duyduğum ve daha da fazla duymak istediğim saygı için. kabuslardan uyanıp ışıklı yollarda yürüyebilmek için.
aynalara bakıp gülümseyebilmek, yalan söylememek için...
hangi mevsim olduğu önemli değil.
hangi mevsim olduğu önemli değil.
mevsimler geçer,mevsimler değişir..
kasım'ın o dondurucu soğuğu kendini baharın ılık esen rüzgarına bırakır. o rüzgarla gel işte korkmadan. özgür ol yine o rüzgarla. bu sefer elimizdeki değil, kalbimizdeki kutuları gömelim yosun kokusuyla..
"dün sabaha karşı kendimle konuştum
ben hep kendime çıkan bir yokuştum.
yokuşun başında bir düşman vardı
onu vurmaya gittim, kendimle vuruştum. (Ö.A.) "