7 Kasım 2014 Cuma

Örümcekler

Örümceklerden nefret ederim. Fobi sanırım. Hiç hoşlanmam. Ve bugün evi süpürürken bolca tavandan minik örümcek temizledim. Ve sonra da banyoda kirli sepetinin altında koca bir örümcek buldum. Allahtan ölüydü. Hemen makinenin borusunu ona tutarak anında gözden kaybolmasını izledim ve rahatladım. Artık örümcekler yoktu. Fakat evin dışında doluydu. Bahçede, sokakta her yerde.. ama bana en yakın olanı ise, pencerenin dış tarafındaki panjurlarında olanlarıydı. Eğer o pencerede sineklik yoksa vay halime. Camı açtın mı muhakkak girerdi. Ve bugün ki karşılaştığım manzarayla tekrar karşılaşırdım. Onları uzak tutmak için, her pencereye aslında sineklik takmalıydım; fakat ne var ki aldığımız sineklik tüm pencerelere yetmemişti. Ve tabiki muhakkak en az bir pencerenin sinekliksiz olması gerekmesi de cabasıydı..

Evet bugün İzmir ışıl ışıldı doktorun da dediği gibi. Evde donan ellerim, dışarı da güneşi görünce sıcacık olmuşlardı. Kendimi bir an soğuk kanlı canlılar gibi hissettim. Güneşsiz yaşayamazdım. Bu haftanın şimdilik sonuncusu olan zorunlu aşımı yaptırmaya gitmiştim. Dönerken dışarı çıkacak olan arkadaşlarıma acaba bende mi katılsam diye düşünmeden edemedim. Çünkü iki kere reddetmiştim. Canım hiç istemiyordu. Bir yandan da üşeniyordum. Gerçi arkadaşlarım dediğim biri erkek arkadaşım diğeri ise onun en yakın arkadaşıydı. Hem beraber eve çıktığımız için erkek arkadaşımla haliyle 7/24 beraberdik. Biraz evde yalnız kalmak istiyordum da sanki. Yoksa bu, işin bahanesi miydi?

Bir yandan da tabi doktor arkadaşımla konuşmaya devam ediyordum. Dışarı çık diye ısrarla belirtiyordu. Ne vardı ki dışarıda? İstemiyordum işte. Yorgundum, halsizdim, uykusuzdum ve en önemlisi ise üşeniyordum vs vs.. Hemen cevap geldi tabi: Evden çıkmaktan üşenmen evden ne kadar da çıkman gerektiğini gösteriyor aslında.

Örümcekler gibiydi dışarı çıkmak da. Fobim haline ha geldi he gelecekti. Ama bayağı sıkıntılıydı. Yüzlerce sebep sunabilirdim dışarı çıkmamak için. Ama merak ettiğim, neden bu hale gelmiştim. İstanbul’da kıçı yer görmeyen kız, İzmir’deki evini neden bu kadar benimsemişti? Neden hep evde oturmak istiyordu. İzmir’de de halbuki görülecek çok güzel şeyler, yerler vardı...

Nedenlerim vardı ama yeterli değildi. Açıkcası doktor arkadaşım ve babam dışında da kimsenin pek umrunda değildi. Çünkü çıktığımda etrafımdaki insanları da sıkmaya başlıyordum. Zevk vermiyordu artık burada yapılan şeyler. En kötüsü de dostlarım uzaktaydı. Onlarla gezmeyi özledim. Ben ki, ailemle bile gezmeyi özlemişim. En son gelişlerinde 3 kere üst üste Urla’ya gittik fakat hiç ama hiç sıkılmadım. Sanırım özlemle yapılan bir şeylere ihtiyacım vardı. Heyecana ihtiyacım vardı..

Bu geçirdiğim zorlu süreçte, başarabildiğim en ufak bir şey bile beni motive etmeye yetmez sanırken yettiğini farkettim. Aslında bir nevi bu bana bağlıydı. Yetmediğini düşünürsem yetmezdi. Ama ben öyle düşünmek istemiyordum. Fakat doktor arkadaşım her dışarı çık dediğinde moralim bozulur oldu. Çünkü daha dışarı çıkacak aşamaya gelmemiştim. Kendimi nedense yetersiz hissediyordum. İşte aynı örümcekler gibiydi. Evin içindekileri teker teker temizliyordum, fakat o panjura ağ örmüş orayı mesken edinmiş örümceklere içerlenip duruyordum. İki şekilde kurtulabilirdim bu durumdan: Ya pencerelere sineklik takacaktım ya da panjurları pencereleri boydan boya yıkayacak temizleyecektim. Yıkamak elbette zor görünmüştü. İşte, buradaki bir arkadaş grubuyla ya da en önemlisi tek başıma bir yerlere gitmek ya da dışarı çıkmak da zor gözüküyordu. Ama tutup penceredeki örümceklere içerlenmek gibi, neden dışarı çıkamıyorum diye kendime içerlenip moralimi bozuyordum. Bu kendimi daha da sorgulamama sebep veriyordu. Sanki normal değilmişim hissiyatını tekrardan bana yaşatıyordu.

En son salona gelip süpürmemi bitirdiğimde kafamdaki tüm bu düşünceler de bitmişti bir anda. Gerçek bir cevabım yoktu, ama tonla nedenlerim bahanelerim vardı. Hangisinin içten ve gerçek olduğunu bilmiyordum. İçlerinden birini seçip de ona inanıp onu gerçek cevap yerine koymak da istemiyordum. Sadece kendime şunu söyleyebildim: Evinde süpürge makinen ve temizlik malzemelerin ve de pencerelerinin yarısından fazlasında sinekliğin var. Eğer pencereyi açıp hava almak istiyorsan sinekliği olan pencereleri tercih et. Fakat sinekliği olmayan pencereyi açmaya mecbursan ve eve örümcek girerse süpürge makineni ya da temizlik malzemelerini kullanıp onu evinde barındırmaya bilirsin. Havalar ısınınca ya da bu işi yapmanın uygun olduğuna karar verdiğin bir günde sıra sıra panjurları ve pencereleri temizleyebilirsin. Her şey zamanla ve sabırla. Hiçbir şey çözümsüz değil. Kötü düşünme.

Zamanla çıkacaktım işte dışarı. Ufak ufak.. Önyargısız.. Anın tadını yaşayarak.. Sadece moralimi bozmamalıydım. Her şeyin bir çözümü vardı elbet.


Ha erkek arkadaşım mı? Kötülemek gibi olmasın ama, sanırım örümcekler pek de onun umurunda değildi..





Hiç yorum yok:

Yorum Gönder