bazen iyidir onu orada yalnız bırakmak, yalnızlıgıyla konustugunu görmek.. zaten onun ihtyacı yoktur senın gelmene. bu ıhtıyacını coktan ındırgemıstır. o artık doğal seleksiyon peşindedir. böylece hayata ayak uydurabılmektedır. tabi ondan çok şey göturdu hayat, bu yaşam savaşında. ama öğreniyor o, eminim.. ben onu uzaktan izliyorum. belki de bu yüzden duygularından emin olamıyorum. giden şeylerin duygu'ları olmasından korkuyorum belki ? o şimdi hala değişimde. o evrim'in ta kendisi. dışı hep yontulduysa da ben hep kalbinin bir köşesini özenle koruduğuna inaniyorum. o hep azla yetindi çünkü. nefes alabilecek kadar küçük bir kalp ona yeterdi..
geçen zamana bakınca değişen şeyler daha açık, daha net. yine de gidemiyor işte insan o an o'nun yanına. mevsimlerin değişimi gibi değiştiğini görebiliyorsun çünkü, o tek basına bankta otururken. yazılar kelimeler dökülüyor ellerinden duvarlara.. anlamak istiyorsun ama soramıyorsun. cevap gelmeyeceğinden korkuyorsun. yanına sıcacık gıdıp de usumekten korkuyorsun. onun bu doğal seçiliminde hayatında daha fazla olmadığını duymaktan korkuyorsun ! içindeki evrim karmaşasından çıkıp yüzünü senin olduğun tarafa dönmesi bile yeterken..
15 Aralık 2009 Salı
1 Aralık 2009 Salı
mavi.
Bugün hiç kimsenin olmadığı bir sokakta, o yıllar önce içinde nefessiz kaldığım hatta rüyalarımda hep o boğulduğum mavilikle karşılaştım. Şaşkınlıkla beraber bir acı geldi peşi sıra. Ardından da bir çığlık duydum. İçimdeki duvarları yumruklarıyla yıkmaya çalışan bir kadının çığlığıydı bu. İmkansız olduğunu o da biliyordu.. İyi niyetin hiçbir şey ifade etmediğini o kadın "çok iyi" biliyordu.
Film gibiydi adeta...
Kız kapıdan çıkar ve elindeki broşürü inceleyerek yavaşça yürür sokakta. Hem sapa hem de fazlasıyla sakin olan sokağın ortasına, bir kapıdan pat diye biri çıkıverir. Gözgöze gelirler. Tepkisiz hal kendini tepkili olmaya bırakıverir ve karşıdaki sorar: Nasılsın ? Kız iyi olduğunu söyler, onun hatrını da sorar ama karşıdaki inanmaz iyi olduğuna. Kız da "Hastayım biraz." der gitmeye meyilli. "Geçmiş olsun." der karşıdaki o yıllar önceki içtenliği ve çekingenliğiyle. Kız kaldığı yerden broşürüne bakıp yürümeye devam eder. Ve sonunda kalabalığa karışır.
Ne özlemişim halbuki! Nasıl da ihtiyacım varmış aslında sana.. ve o paha biçilemez dostluğuna. Nasıl da kolayca harcamışız onca paylaşılan güzel anları, beraberlikleri, hayalleri, destekleri. Nasıl da yakmışız birbirimizi.. Nasıl yanmışız..
İstediğin gibi ve söylediğim gibi, mavi hep seni hatırlatacak.
Ne tesadüftü ki, eve dönerken gökyüzü o mavilikteydi...
Film gibiydi adeta...
Kız kapıdan çıkar ve elindeki broşürü inceleyerek yavaşça yürür sokakta. Hem sapa hem de fazlasıyla sakin olan sokağın ortasına, bir kapıdan pat diye biri çıkıverir. Gözgöze gelirler. Tepkisiz hal kendini tepkili olmaya bırakıverir ve karşıdaki sorar: Nasılsın ? Kız iyi olduğunu söyler, onun hatrını da sorar ama karşıdaki inanmaz iyi olduğuna. Kız da "Hastayım biraz." der gitmeye meyilli. "Geçmiş olsun." der karşıdaki o yıllar önceki içtenliği ve çekingenliğiyle. Kız kaldığı yerden broşürüne bakıp yürümeye devam eder. Ve sonunda kalabalığa karışır.
Ne özlemişim halbuki! Nasıl da ihtiyacım varmış aslında sana.. ve o paha biçilemez dostluğuna. Nasıl da kolayca harcamışız onca paylaşılan güzel anları, beraberlikleri, hayalleri, destekleri. Nasıl da yakmışız birbirimizi.. Nasıl yanmışız..
İstediğin gibi ve söylediğim gibi, mavi hep seni hatırlatacak.
Ne tesadüftü ki, eve dönerken gökyüzü o mavilikteydi...
12 Kasım 2009 Perşembe
Diyalog
Bir gün, bir evde, bir kedi
Vardı.
O gün, bir evde, o kedi
Benden sıcaklığını esirgemedi.
O gün, o evdeki o kedi
Beni bana götürdü getirdi.
Ona şarkılarımı söyledim;
Uyudu, bakıyordum, benimleydi.
Bir ikilem oldu beklenmedik;
Geçmiş günlerin yumaklarını didikledi.
Var mıydı, yok, var gibi
Kucağımdaydı kedi.
Gözlerindeydi gözlerim,
Gözleri gözlerimdeydi.
Ellerimi tırmalıyordu elleri...
Ürperdim, birden içim titredi.
Bir gün, bir evde, bir kedi
Vardı.
O gün, bir evde, o kedi
Beni taa çocukluğumdan aldı.
O gün, o evdeki, o kedi,
Bak-işte, neler olmuş der gibi,
Getirdi beni gençliğime bıraktı.
Anı bahçelerinde üşümek sıcaktı.
Babamın öldüğünde aylardan Hazirandı,
O elli dördündeydi, ben yedi.
Bir ışık söndüğünde yol yandı.
O kedi bunları nasıl da bildi.
Bir gündü, bir evdi, o kedi
Taş attı bütün kuyularıma.
Durup-dururken dikenli uykularıma
Ninniler söyledi.
Bu bir öykü idi;
Ben mi anlattım, o mu dinledi.
Saklamalı mıydı, ya da söylemeli mi;
Ne o ev vardı, ne o gün, ne de o kedi.
Ö.A.
12 Eylül 2009 Cumartesi
... İkimizin de henüz yeterince olgun olmaması kısa zamanda anlaşmazlıklara, kıskanclıklara, kavgalara, pişmanlıklara ve karşılıklı suçlamalara yol açmıştı. Aslında her ikimiz de, birbirine tutunmuş ve birlikte yol alacağını sanan, henüz tam olmamış iki ayrı kişiydik. Ancak birleşmemiz, eksiklerimizi dörde katlamıştı...
*Tanrılar Okulu
*Tanrılar Okulu
23 Temmuz 2009 Perşembe
Learning to live.
insan inanmak istiyor bazen.güvenmek..belki de bağlanmak.
ama hayatımı sorguladıgımda uzunca bir zaman yalnız olmadıgımı farkedıyorum.bir yandan da özgürlük istiyor bu insan..
bağlanmak çok kolay.hele ki alışkanlık olmuşsa..o alışkanlıgı bırakmak zor gibi gözuksede değil aslında. asıl sorun karar vermekte.6yüzlü bir kübün her yüzünü ayrı ayrı incelemek gerekiyor, geçmişi ve geleceğiyle..
sonuç: korkutucu.
ama hemen pes etmemek gerektiğini düşünüyorum. ve düşünmeye devam ediyorum..
...
kararımı verdiğimde derin bir nefes alıyorum,sonucun ne olacagını tam olarak bilmeden. beni hangi süprizlerin karşılayacagını tahmın edemeden..
açtıgınız her kapı cennete yol vermek zorunda degil. kimse kötü şeylerle karşılaşmak istemez. ama hala nefes alıyorsan ve devam etmek istiyorsan bazen mecbur kalıyorsun. ben razıyım kötü ya da zor zamanlara. sadece kendimi bilmek istiyorum. kararsızlıklardan uzak, ne istediğimi tek bir kelimeyle söylemek..
o sevmiyor bu seviyor değil olay. sevgiler gelip geçici. insanlar kendilerini sevmiyorki karşısındakini sevsin.
her zaman birilerine,bir şekilde tanınacak şans vardır. şans hiç tükenmez, kalp inandığı sürece.. benim şanslarım istemsiz kafamda tükeniyor. kalbime sorduğumda ise o hep umutlu, hep sıcak. üşüdüğü zamanlarda oluyor bazen.. ama çözüm, sıcak olsada soğuk olsada onun içinde. ben kendi sorunlarımı algılasam da onlara çözümler bulamıyorum. kalbimi dinlememekten olsa gerek.. ama evet ben kararımı verdim. kendim için.. yüreğim için. özlüyorum onu çünkü. kendimi bulduğum zamanları özlüyorum.. zamanın ve doğanın parçası gibi hissettiğim zamanları.. hiç kimseye aldırmadan yağmurun altında sırılsıklam olmak istiyorum. ıslandığım için üzülmek istemiyorum ben. tam tersine her damlanın keyfini çıkartmak istiyorum yüzümde koca bir gülümsemeyle..
insan bilmediğinden korkarmış.. ama öğrenmeden yaşanılmaz.
hazırım ben.
açıyorum kapıyı..
ama hayatımı sorguladıgımda uzunca bir zaman yalnız olmadıgımı farkedıyorum.bir yandan da özgürlük istiyor bu insan..
bağlanmak çok kolay.hele ki alışkanlık olmuşsa..o alışkanlıgı bırakmak zor gibi gözuksede değil aslında. asıl sorun karar vermekte.6yüzlü bir kübün her yüzünü ayrı ayrı incelemek gerekiyor, geçmişi ve geleceğiyle..
sonuç: korkutucu.
ama hemen pes etmemek gerektiğini düşünüyorum. ve düşünmeye devam ediyorum..
...
kararımı verdiğimde derin bir nefes alıyorum,sonucun ne olacagını tam olarak bilmeden. beni hangi süprizlerin karşılayacagını tahmın edemeden..
açtıgınız her kapı cennete yol vermek zorunda degil. kimse kötü şeylerle karşılaşmak istemez. ama hala nefes alıyorsan ve devam etmek istiyorsan bazen mecbur kalıyorsun. ben razıyım kötü ya da zor zamanlara. sadece kendimi bilmek istiyorum. kararsızlıklardan uzak, ne istediğimi tek bir kelimeyle söylemek..
o sevmiyor bu seviyor değil olay. sevgiler gelip geçici. insanlar kendilerini sevmiyorki karşısındakini sevsin.
her zaman birilerine,bir şekilde tanınacak şans vardır. şans hiç tükenmez, kalp inandığı sürece.. benim şanslarım istemsiz kafamda tükeniyor. kalbime sorduğumda ise o hep umutlu, hep sıcak. üşüdüğü zamanlarda oluyor bazen.. ama çözüm, sıcak olsada soğuk olsada onun içinde. ben kendi sorunlarımı algılasam da onlara çözümler bulamıyorum. kalbimi dinlememekten olsa gerek.. ama evet ben kararımı verdim. kendim için.. yüreğim için. özlüyorum onu çünkü. kendimi bulduğum zamanları özlüyorum.. zamanın ve doğanın parçası gibi hissettiğim zamanları.. hiç kimseye aldırmadan yağmurun altında sırılsıklam olmak istiyorum. ıslandığım için üzülmek istemiyorum ben. tam tersine her damlanın keyfini çıkartmak istiyorum yüzümde koca bir gülümsemeyle..
insan bilmediğinden korkarmış.. ama öğrenmeden yaşanılmaz.
hazırım ben.
açıyorum kapıyı..
20 Haziran 2009 Cumartesi
innuendo
önüne taş konulmuşsa eğer, onu ayağınla ittirmesini bileceksin. olmadı elinle onu yerden kaldırıp uzaklara atmasını,fırlatmasını.. dusunmeyeceksın neden konuldugunu. zaten apacık belli neden orda oldugu. önüne bakacaksın daima. o gittiğin tozlu yola.. asfaltı bozulmus, çorak topraklar arasında kalmıs, tozlu yolu düşüneceksin. gözlerin daima açık olamaz. ama tetikte olmayı unutma.
yağmur yağdığında ancak kendini hissedersin. çünkü o yolda bir damla dahi akacak gözyaşın kalmamıştır.sanki Gök senin için ağlıyordur.. eşlik edemesende ona, kalbini uzatırsın. ne de olsa hakketmeyen herkese uzattın, hakkedenden mi esirgeyeceksin?
güçlü olduğunu unutmayacaksın. herşeyi yapabilecek gücün var senin. yeterki çabala, yeterki pes etme.. ve unutma; bu hayat senin. bu yola çıkmanı başkaları karar verse bile istediğin an geri dönebilir ya da istediğin sapaktan sapabilirsin. dedim ya; yeter ki pes etme.. yeter ki..
"you can be anything you want to be
just turn yourself into anything you think that you could ever be
be free with your tempo
be free..
surrender your ego
be free to yourself...
yes we'll keep on tryin';
we'll tread that fine line. "
yağmur yağdığında ancak kendini hissedersin. çünkü o yolda bir damla dahi akacak gözyaşın kalmamıştır.sanki Gök senin için ağlıyordur.. eşlik edemesende ona, kalbini uzatırsın. ne de olsa hakketmeyen herkese uzattın, hakkedenden mi esirgeyeceksin?
güçlü olduğunu unutmayacaksın. herşeyi yapabilecek gücün var senin. yeterki çabala, yeterki pes etme.. ve unutma; bu hayat senin. bu yola çıkmanı başkaları karar verse bile istediğin an geri dönebilir ya da istediğin sapaktan sapabilirsin. dedim ya; yeter ki pes etme.. yeter ki..
"you can be anything you want to be
just turn yourself into anything you think that you could ever be
be free with your tempo
be free..
surrender your ego
be free to yourself...
yes we'll keep on tryin';
we'll tread that fine line. "
14 Haziran 2009 Pazar
Acı.
benim seninle ilgilenecek vaktim yok.
soğuk savaş arasında kaldım.
kalbim kırık..
üstümde hiçbirşey yok.
ne evim ne arabam..
benim seninle ilgilenecek vaktim yok.
düşüncelere daldım.
bitmek bilmeyen.
battıkca batar oldum dibe.
pes ediyorum..
benim seninle ilgilenecek vaktim yok.
gözyaşlarım akmaz oldu.
gülmelerim kayboldu.
sırlarım uzağa taşındı..
içtenim çok.
benim seninle ilgilenecek gerçekten vaktim yok!
ne var ki, bu hep böyle süre gider oldu.
daha can yakar daha anlaşılmaz..
bir yaraki hiç kapanmaz.
susup da bakakalır oldum.
incelik falan da kalmadı, hepimiz yalan olduk..
soğuk savaş arasında kaldım.
kalbim kırık..
üstümde hiçbirşey yok.
ne evim ne arabam..
benim seninle ilgilenecek vaktim yok.
düşüncelere daldım.
bitmek bilmeyen.
battıkca batar oldum dibe.
pes ediyorum..
benim seninle ilgilenecek vaktim yok.
gözyaşlarım akmaz oldu.
gülmelerim kayboldu.
sırlarım uzağa taşındı..
içtenim çok.
benim seninle ilgilenecek gerçekten vaktim yok!
ne var ki, bu hep böyle süre gider oldu.
daha can yakar daha anlaşılmaz..
bir yaraki hiç kapanmaz.
susup da bakakalır oldum.
incelik falan da kalmadı, hepimiz yalan olduk..
27 Mayıs 2009 Çarşamba
Take away my pain..
I was standing by the edge of the water,I noticed my reflection in the waves..
Then I saw you looking back at me and I knew that for a moment you were calling out my name.
You took away my hero, will you take away my pain?
Take away my pain.
Let the cold inside,
It's time to let it rain !
There's nothing left to hide..
Take away my painI'm not frightened anymore,
I'm learnig to survive without you in my life til' you come knocking at my door..
*by Dream Theater
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)